5 Ekim 2010 Salı

MUĞLA KÜLTÜR EVİ VE PASAPORT EZİYETİ

Bu sene, geçen sene de yaptığımız gibi Noel Bayramını Almanya'da geçirmek istiyoruz. Bu sebeple eşimin pasaport işlemleri ile uğraşmaya başladık. O kadar çok belge isteniyor ki, anlatamam. Merak edenler için bir tık.

Pasaport işlemleri için de Muğla Emniyete gitmek gerekti. Sabah saat 9'da oradaydık ve sağolsunlar bizi mesai saatinin bitişine kadar beklettiler. Anneannemle, dedem böyle bir şey olamaz, bizde pasaport uzatıldığında sadece bir kaşe basılır ve siz bütün gün buralarda süründünüz, insan hakları yada görev yerine getirme gibi bir sorumluluğa sahip değilsiniz hala deyip durdular. Emniyetin de bize açıklaması şuydu; emniyet müdürümüz toplantıda onun çıkmasını bekleyeceğiz. Oh ne ala memleket. Hafta içi mesai saati içerisinde o kadar insan beklerken bizim bu bitmek bilmeyen toplantılarımız var ya tüküreyim onların ağzına. Ve gerçekten de saat 5'e, yani bildiğiniz 17:00'ye kadar bekledik. Sonuç ne mi, pasaportu müdür yardımcısı imzaladı. Söve söve bitirmedim valla.

Tabi anneannemlere eziyet olacaktı emniyetin bahçesinde beklemek ve onları Muğla'daki kültür evine götürmeyi tercih ettik.İşte size oradan bir kaç kare.















Hayırlısı ile pasaportu aldık şimdi ise geldik vize işlemlerine. Orda da bekleyeceğiz ama bu sefer yerimiz İzmir olacak. Tek güzel tarafı bu :)

Şimdilik hoşçakalın...

8 yorum:

nalan dedi ki...

eziyet olmuş, geçmiş olsun.
ben geçen ay yeniledim pasaportumu, yazın uzatma alamamıştım 10 yıldan eski olduğu için pasaport.
internetten randevu aldım, tam olarak randevu saatinde başladı işlemler ve sadece 10 dakika sürdü.
3 gün sonra da pasaportum adresime ulaştı.
ne diyeyim ben de epey şanslıymışım demek ki.

Unknown dedi ki...

Yaşamın her alanından seçtiğim çalışmaları, yazarlarının izniyle “Bloglardan Seçmeler” adlı sitemde yayınlıyorum.
Sizin de izniniz olursa bloglarınızdan seçtiğim çalışmalarınızı, kaynak göstererek yayınlamak istiyorum.
İyi günler dileğiyle.
Sabahattin Gencal

Bugday Tanesi dedi ki...

Başta her ikinizden de geciken yorumum için özür dilerim.
Sevgili Nalan,gerçekten de çok şanslıymışsın,bizim bu hafta bir de İzmir işimiz var.Ondan da bahsederim muhakkak.
Sevgili Sabahattin Gencal,izin ne demek aksine çok sevindim.Bu yazılara başlarken paylaşım adına bu kadar güzel arkadaşlıklarla karşılacağımı bilmiyordum.İlginiz için teşekkür ederim.

modafobik dedi ki...

Senelerdir Muğlaya tatile giderim böyle bir yer olduğundan haberim bile yoktu. Eevet, fazl cahilmişim, ehem. Ama bu yaz giderrsek kesin gitmeyi planlıyorum, bu post sağolsun aklımı çeldi hehe :))

sünter dedi ki...

Bayıldım ben bu kültür evine.
Eski insanlar ne kadar zevk sahibiymiş.

Bir de Almanyanın neresine geleceksin?
Biz Stuttgart civarında oturuyoruz da belki yakınsındır oralara?

Bugday Tanesi dedi ki...

Modafobik merhaba, taş çatlasın bir yarım saatini alır. Ama orda yapılan gözlemelerden yada verilen kahvaltıdan mutlaka ye derim:) Şimdiden iyi eğlenceler.

Sünter, bence de çok güzel bir havası var. Ben Ludwigsburg'ta kalacağım bir buçuk hafta kadar,ordan da Bremen'e atlayacağım.
Yakın ne demek dibinde sayılırım :)

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...

Ne anılarım var bu Evde Buğdaytanesi... Ayrıca epey fotoğrafı da var bende. Yorumlarda fotoğraf da gönderebilseydik keşke...

Bugday Tanesi dedi ki...

Keşke...İçimden bir ses restorasyonda senin de emeğinin bulunduğunu söylüyor. Yoksa ne kadar vakit geçrilibelir ki burda?
Sen de blogunda paylaşsana fotoğrafları. Görmek isterim :)