22 Haziran 2010 Salı

RASTLAŞMALAR

Bazen hayatın küçük hediyelerle insanın karşısına çıkabileceğini inananlardanım.Tesadüf mü denilir,beklenmedik bir anda süpriz mi denilir bilemiyorum.Ama şu bir sene içerisinde beni şaşırtan ve mutlu eden iki olay oldu.Sırayla bahsedeyim.
Kardeşimin yanına giderken,yine uzun ve sıkıcı otobüs yolculuğumda yanıma benden yaşça biraz küçük olduğunu tahmin ettiğim bir kız oturdu.Başta pek sokulmadık birbirimize,mesafeli gülüşmelerle geçiştirdik derken birden bire 'ay sohbet yaratamayacağız sanki' diye düşündüğüm anda  koyu bir sohbete daldık.Ordan burdan,okulundan,ailesinden,memleketinden konuşurken ve ben de bu arada kendimden bilgi verirken aniden
- Siz annenizi kaybettiniz değil mi?....dedi.
Ne diyeceğimi bilemedim,korku,panik,nerden biliyor yahuu sorusu,şaşırdım kaldım.
- Hatta anneniz Alman'dı sizin ve bir kardeşiniz var değil mi okuyan?, diye devam etti sözlerine.
Yuh artık o kadar da değil,dedim içimden.Yüzümdeki ifadeden huzursuzlandığımı anladı sevgili Emine.Ve sonra sözlerine devam etti.
-Ben bunun tesadüf olduğuna gerçekten inanmıyorum.Bizim tanışmamız gerekiyormuş ve tanıştık.Ben bir ay önce Uşak'tan Muğla'ya dönerken kardeşinizle yanyana geldim.Ben Muğla'da okuyorum ve Kütahya'da yaşıyorum fakat Uşak'ta aktarma olunca otobüs değişikliği yapıp onun yanına oturdum ve sohbet etmeye başladık.Ki ne kadar benziyorsunuz birbirinize anlatamam.İnanamıyorum,bir ay önce kardeşiyle şimdi de ablasıyla ve aynı otobüste ve yanyana.Ne diyeceğimi bilemiyorum.Kardeşin anlatmıştı annenizi kaybettiğinizi,Almanca bildiğini.Ama onun tipi daha Alman :) ki ben hala olanlara inanamıyorum.Bu bir tesadüf değil..... dedi.
Ben de inanamadım,başıma ilk defa böyle ilginç bir olay geldi çünkü.Başta korkuyla izlediğim olay sonra arkadaşlığımızı doğurdu.Üstelik ben Marmaris'te oturuyorum o ise Muğla'da okuyor...Tesadüf mi bilemem  ama ben buna RASTLAŞMA diyorum :)

Gelgelelim ikinci olaya.İnternetle aram iyi, ama riskleri konusunda çok ödleyim doğrusu.Virüsünden,yakın arkadaşlığından,tanımadığın insanlarla tanışmaktan...Anlat anlat bitmez.Ama bu blogger maceramda çok keyifli bir insanı takip etmeye başladım.Yazılarındaki neşesinden,kendinisini takip ettirişinden ve en önemlisi doğallığından kopamamaya başladım.Derken mail adreslerimizi aldık birbirmizin ve bana Marmaris'e geleceğinden bahsetti.Ben,o her şeyden nem kapan,huylanan,asla risk almam diyen ben,öyle istekliydim ki LEYLAK DALI ile buluşmaya,gün saymaya başladım.Normal seyrine göre ayın 25inde gelecekti ama sonraki yazısında öğrendim ki 19unda yola çıkacakmış.Pazar günü iş çokluğundan eşim işte kaldı ve ben evde kafayı yiyecek türden sıkılıyordum.Yatıp televizyon seyrederek geçiriyordum vakti.Taa ki cep telefonum çalıncaya kadar.'Buğdaycımm' diyen şirin bir ses beni kuzenlerinin evine davet etti. Uygun bir saat ayarlayıp apar topar hazırlanmaya koyuldum.
Nasıl mı geçti? Çok tatlı,çok keyifli ve bol gülücüklü.Neredeyse Leylak Dalı'nın tişörtünün üzerindeki Snoopy de aramıza katılacak ve gülecek sandım.Yine olsa, koşa koşa giderim.Umarım bir an önce yine gelir ve tekrarlarız bu durumu. Bu kadar kısa bir zamanda bu kadar hızlı kaynaşmamız bir tesadüf mü bilemiyorum.Ama ben buna GÖNÜL RASTLAŞMASI diyorum....

7 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Ben de öyle diyorum ve seni çok sevdiğimi bir kez daha tekrar ediyorum şeker kız. Öptüm...

bilge ve annesi dedi ki...

Çoook kıskandım sizi, bana ne ben de tanışmak istiyorum, ama Marmaris'e gelemiyorum, ama belli mi olur? Ama Leylakcığım Ankara' ya geliyor, biz de tanışacağız inşallah. Sen de gelince Ankara' ya sakın atlama bizi, bu arada ilk rastlaşma da çok ilginç, öpüyoruz, kendine iyi bak...

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...

Hayatta aslında tesadüf denen birşey yoktur. En azından benim için öyle. Sadece benim için de değil; adamlar taa kaç zaman önce felsefesini de yapmış. Birşey bir biçimde oluyorsa, başka türlü olamadığı için o biçimde oluyordur. Daha açık söylemek gerekirse, bir şeyin olması gerekiyorsa, illa ki olur.

Yanlış hatırlamıyorsam iki yıl kadar önceydi, "Muğla'da benden başka kim bulaşmış blogculuğa?" diyerek Muğla bloglarına göz atmıştım Blogger'da. Senin blogunda Sokrates başlıklı yazıyı görünce, altına kısacık bir yorum bırakmıştım oradan geçerken. Zira harıl harıl Sokrates çalışıyordum o sıralar.

Sonrasını biliyorsun... Blog arkadaşı olduk, hiç görüşmemiş olsak da.

Olması gerekiyormuş ki olmuş işte. Hayatta neler olacağını çoğu zaman bilemezsin. Zaman sana neler getirir, bilemezsin...

Bugday Tanesi dedi ki...

Tesekkur ederim Leylak Abla :)

Bugday Tanesi dedi ki...

Hic kiskanma,Ankara`ya yolum duserse biz de tanisiriz elbette...O gunleri de yazariz belki kim bilir?

Bugday Tanesi dedi ki...

Cagan,bizim de bir rastlasma!!! sonucu tanismis olmamiza sasirdim dogrusu.Ama dedigin giibi olmasi gerekiyormus ve olmus.Ve yine bahsettigin gibi daha nelerle karsilariz bilemiyoruz.
Sonuca bakarsak iyi ki rastlasmisiz cunku yazilarindan cok sey kapiyorum.
Saglicakla...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ne güzel olmuş Leylak Dalı ile tanışman.
Beni aynı şehirde yaşadığım için tanıdım O'nu ve çoktan dost haneme ekledim bile.
Dilerim birgün seninle de karşılaşırız canım.
Kocaman sevgilerimle...