9 Şubat 2010 Salı

Geziden Özetler 3

..... kar peşimizi hiç bırakmadı,bırakmayacaktı da.Ayaklarım bu süs botlar içinde ısınamadı bir türlü...Kokoş olmak mı,yok efendim bu soğukta hiç çekilmez.Anneannişim sağolsun hemen bende bir şeyler var onları giyersin dedi ve peluş peluş botların içine atlayıverdim sıkılmadan :) Hem ne demişler dost başa düşman ayağa... ;) Nasıl da uydurdum son anda...
Büyük büyük çam ağaçları kuruluydu her yerde.Hani küçük çocukların yetişkinlere baktığı gibi boynum hep yukarı doğru gezdim.Bunu isterim şunu isterim diye tutturacak yaşta değilim ama gidip de toparlanan bir stanttan sahte kar örtüsü isteyecek kadar yüzsüzlük yaptım.Sonuç mu, başarısız...Biraz utandım ama aman of dedim,kim görecek beni bir daha burda :)

Bir de minik bir ev vardı gönlümü çalan,içerisinde periler uçuşan...Küçük bir görüntüsünü aldım ama önünde incelemek adına epey bir vakit harcadığımı unutmuyorum.
Üstteki fotoğraflarda çekilen yürüyen merdiven gerçekten de ayrı bir macera oldu bizim için.Avrupa'nın en uzun ikinci yürüyen merdiveni Frankfurt'ta bir alışveriş merkezinde bulunuyormuş,yeni öğrendim.Yükseklik korkusu olanlara tavsiye edilemese de denemeye değer derim.Tüm alışveriş merkezini kısa bir turla tamamlamış oluyorsunuz beş dakika içerisinde.Fotoğraflarda anlaşılıyor mu bilmiyorum ama yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalıştım :)

Hiç yorum yok: