23 Kasım 2013 Cumartesi

KÖPEKTEN ÇOK ÖĞRETMEN SALDIRISI !

Her sabah Benek'le yaptığım yürüyüşleri , beni Instagram'dan takip eden arkadaşlarım bilir. Yine bir sabah , böyle bir yürüyüşte başıma bir iş geldi.

Ben sokak köpeklerinden korkmam aslında. Uzaklaşmak yerine , birbirlerini tanımalarına izin veririm. Benek çok meraklı bir köpek. Kendinden küçük köpeklere de hep artistlik taslıyor. Mahalle arasında merak ettiği küçük bir köpeği koklamaya başladı ve aniden başka bir köpek Benek'e bir hışımla saldırdı. Başıma ilk defa böyle bir iş geliyordu ve Benek'ten kopan tüy yumağını görünce elim ayağım birbirine dolaştı. Sağır , dilsiz oldum sanki. Çençen konuşan, kızan,cadılık yapan ben , puta dönüştüm. 

Sadece Fıstık buraya gel diyen bir kalabalığa boş boş baktığımı hatırlıyorum. Terasta bir grup insan keyif yapıyor ve tek yaptıkları şey Fıstık buraya gel demeleri oluyor. Yani Fıstık , yani bize saldıran köpek , sahipli bir köpek !!! Ben hiçbir şey diyemiyorum, demiyorum. Kilitleniyorum. O zaman hiç geçmeyecek sanki...

Sadece yürü dedim kendi kendime, uzaklaş buradan. Adımlarım hızlandı , arkamızdan geliyor Fıstık havlayarak. Ağzımı açıyorum sonunda, git buradan git diye haykırıyorum saçma salak. Ve titreyen ellerimle eşimi arıyorum ağlayarak. Beni al diyorum sadece ve yer tarif ediyorum. Fıstık dönüyor arkasını gidiyor...

Savunmamı yapmadığım için daha da kinleniyorum kendime , hırslandıkça daha da çok ağlıyorum. Eşim gelince beni almaya , durumu anlattım. O dayanamadı tabi , hemen !!! olay yerine !!! gittik. Benim diyemediklerimi bir bir sıraladı. '' Eğer köpeğinizin saldırma eğilimi varsa , onu bağlı tutmak zorundasınız , burası bir mahalle ve ben de köpeğimi rahatça dolaştırma hakkına sahibim ...'' diye devam ediyordu cümleler.
Ben hala Benek'in saldırı anındaki titremesinde kalmıştım. Yaralanmamıştı , ama o tüy yumağı gözümün önünden gitmiyordu. Bir özür bekledim aslında ve sonra bunun sadece bir beklentiden ibaret olduğunu gördüm.

Aldığımız cevap ,'' Bir şey olmaz , bu köpek aşılı !!! Ben de gezdiremiyorum köpeğimi ,ne yapalım yani !!! ''

Aşılı bir köpek beni yada herhangi bir canlıyı parçalasın önemli değil , neticesinde mikrop bulaşmayacak ,sadece vücudumda derin yaralar olacak, korkulacak şey mi ,yok canım abartmışım , pardon. Hem o da gezdiremiyor köpeğini , yazık , üşendiği için salmayı tercih ediyor sadece. Düşünememişim.

Eşimle zabıtaya başvurmaya karar verdik. Zabıtayı arayıp tüm bilgileri verdikten sonra şunu da belirttik. Biz hayvan seviyoruz , bizim de köpeğimiz var , sadece saldırıya meyilli ise bağlı tutulması ve sahibinin bu konuda uyarılması gerekir. Hemen ilgilendiler ve uyarı yaptıktan sonra bizi arayacaklarını söylediler.

Aradılar , aradılar da...

'' Biz emekli öğretmenleriz ve bizim köpeğimiz yok '' demişler. 

Eğitimci güzel insanlar.Emekli öğretmen olunca klas sahibi oluyorsunuz galiba. Öğrencilerinize ahlak öğrettiniz muhtemelen, terbiye vermeye çalıştınız yıllarca. Keşke bu durumunuzu onlara da anlatabilseydim ve hatta bu yazıyı size de ulaştırabilseydim. Sizin gibi öğretmenlerimiz oldukça başımız yere gelmez.

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN !!!





5 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Ay kız alındım, neyse ki köpeğim yok :)
Şaka bir yana o insanları dövesim geldi yeminle. Gezdirmeye üşeniyorsan ne diye köpek alırsın. O köpek orada bana saldırsa hücceten gitmiştim yeminle...

Nesrin dedi ki...

Ben de öğretmen kutsaldir örneğini yerle bir eden öyle cok örnek gördüm ki, içimden sevgi falan gelmiyor.
Hayvan edinme durumu cok gıcık zaten. Bir heves alip sonra sorumlulugunu tasimaya useniyorlar, onun da cani var diye dusunen yok. Ya da sokakta pitbull gezdiriyorlar baskalarina vereceği zararlari düşünmeden. Ulkemiz de , insanlarımız da hersey bir garip

Sittirella dedi ki...

Çok üzüldüm :(
Biliyor musun, biz öğretmenlerimize çok anlam yüklüyoruz.
Öğrencilerin üzerinde, karakterlerinde-alışkanlıklarında, gelişiminde çok önemli yer tutan öğretmenlerin, hep ''en iyi, en doğru, en kültürlü'' olduklarını varsayıyoruz ama bu çok büyük hata.
Öğretmenlik bir meslek. Her meslekte olduğu gibi bu mesleğin hakkını sonuna dek veren, idealist, öğrencilerinin eğitimini ve kişisel gelişimini her şeyin üzerinde tutup onlara gözünün içi gibi bakan öğretmenlerimiz var.
Aynı zamanda, ''bitse de gitsek'' diye mesaisini tamamlamaya çalışan, insanlıktan gerçekten nasibini almamış, iki eğitim dönemi bitirip öğrencinin adını-yüzünü bilmeyen, sözde öğretmenler de var.
İnsan sonuçta...robot değil ki.
İyisine-sorumluluğunun farkında olmayanına denk gelmişsin, talihsizliğin bu.
Benek'in yaralanmamasına sevindim.
Dilerim bir daha bu gibi bir olayla karşılaşmazsınız. Biz sadece kızıyoruz-üzülüyoruz ama o hayvancıkların üzerinde öyle bir etkisi oluyor ki bu gibi olağan dışı gelişmelerin, bazen aylarca atlatamıyorlar korkularını...
Bu kadar laf ettim, biliyorum ki ne desem yeterli olmayacak.
Sevgilerimle.

Asuman Yelen dedi ki...

Canım, bunu ben de zaman zaman yaşadım ve ne zor bir şey atlattığını tahmin edebiliyorum.
Bana göre bunun köpek sahibinin mesleği ile hiç ilgisi yok. Emekli bankacı, emekli subay filan da olabilirlerdi. O zaman da kendilerini öyle tanıtacaklardı.
Ama yaptıkları çok ayıp. Köpeklerine sahip çıkamamaları ayrı, onu inkar etmeleri ayrı kötü.

Bugday Tanesi dedi ki...

Leylak Dalı, sen hiç alınma,senin kılın bile olamazlar , ben de bayılmamak için zor tuttum kendimi !
Nesrin , ben de kendi köpeğimi sokaktan edindim.Muhtemelen o da öyle atılmış,bırakılmış bir köpekti. Nasıl kıydıklarını bugün hala anlayamıyorum.
Sittirella,dediğin gibi ne desen az.Tüm öğretmenleri aynı sınıfa sokmak hata tabi ki, ama bunu bir marifetmiş gibi sunmak da akıl almıyor.Hakikaten talihsizliğim bu :)
Asuman Yelen, çok haklısın meslekle hatta dinle,ırkla hiç alakası yok. İnsan olmak gerekir başta...