21 Eylül 2011 Çarşamba

HAYALLE GERÇEK

Ben birinci sınıfı Almanya'da okudum ve sonra ailecek Türkiye'ye göçtük. Marmaris'te büyüdüm ve bu sebeple büyük şehirde yaşamışlığım var diyemem.


Büyük şehir uzaktan bakınca ürkütür beni, ama içine dalınca  keşfe çıkmış hissederim kendimi. Her sokağı bir masal anlatır bana, her rüzgar bir şarkı söyler. Dokunurum gözlerimle tek tek binalara ve merak duyarım her insana. Konuşmak için bahanelerim olur cebimde, gözüme kestirdiğime ikram ederim.


Bu pazar da öyle yaptım. İzmir sokaklarında dolaştım. Aile tembihledi beni sıkıca. Neredeyse bir harita ile çıkacaktım yola. Rota belirlenmişti nasılsa. Güzelliklerle buluşulacaktı ve Bugday onları bulacaktı :) Nihayetinde bulunca varış noktasını kocaman bir aferin aldım. Ne kadar büyürsem büyüyeyim ben hala onların küçük meleğiyim.


İzmir çok güzel karşıladı beni o sabah. Hayaller ve gerçekler karşı karşıya oturdu. Hayal sordu, gerçek cevapladı ve bir kahvaltı geç kaldı. Neyse ki keyfimizi bozmadı... Ben sevdim onları,onlar şimdi uzağımdaki yakın bir kapı. Umarım hızlı geçer zaman ki bir daha buluşalım. Belki bu seferki durak Almanya olacak...


Ayrıldıktan sonra attım kendimi yeniden sokaklara...Hatta İzmir'in Kordon Boyu'na. Ardından deniz kokulu vapuruna ve vardım Karşıyaka'ya. Ey İzmir ben sana aşık oldum galiba.





Meşhur,ama hiç sevemediğim Sevinç Pastanesi.






O atlara binip uçmak isterdim.

Kordonda sıra bekleyenler.


Ben en çok burayı sevdim. Bir vapur beklemek, bilinmeyene doğru gitmek için. Burda durup öylece beklemek, zaman sınırlaman olmadan,zamansızlığa akarak. Saate bakmadan dolaşmak, sadece yedi dakikalık bir bekleyişin olduğunu öğrenerek.






Bir gazete parçasıydım o gün.  Savruldum rüzgarın estiği yöne. Üzerimdeki yazılar son dakika haberleri barındırıyordu ve her geçen dakika yeni bir haberle karşılıyordu beni. Gelecek zaman benim için yeni bir baskıydı, yazdırılmayı bekleyen.







İzmir, bir hafta sonu hediye ettin bana. Teşekkür ederim. Bir dahaki sefere, GÖRÜŞMEK ÜZERE...

6 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

İzmir den nefret ederdim bi ara...Naziş öğrenciydi orada...benim için ayrılıktı, hüzündü, özlemekti ama artık seviyorum...

Resimlere bayıldım, özellikle gazeteli olana

Nihan dedi ki...

Görüşmek üzere o zaman..:))

Bugday Tanesi dedi ki...

Lale abla, haklısın her şehrin bir hikayesi kalır sende. Annem yaşarken İzmir benim için hastane ve hastalık demekti. Dokuz Eylül'ün kapısını aşındırdık.Ama şimdi güzellik orası. Umarım bir gün İstanbul'a da yolum düşer. Hiç görmedim daha...

Bugday Tanesi dedi ki...

Nihan Abla, tabisi görüşürüz :)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ben de aşık olmuştum İzmir'e; halen de aşığım aslında, uzaktan platonik olarak.
Henüz anne değilken gitmiştim İzmir'e ve demiştim ki inşallah bir çocuğum olsun ve üniversiteyi İzmir'de okusun. Bakalım kabul olacak mı ?
Sevgiler canım:))

bilge ve annesi dedi ki...

ne güzel fotoğraflar, ne güzel kelimeler izmir' hala görmemiş olmanın utancındayım:(((