Anadolu lisesini kazandığımda beşinci sınıfı bitirmiş ve yeni bir okula başlayacağımın heyecanı ile sarmalanmıştım. İyi hatırlarım Almanya'da yaz tatilindeyken annemler beni aramış ve bu mutlu haberi bana bildirmişlerdi. O an seslerine yansıyan gurur ve sevinç ömrüme daima bir ayrıcalık katmıştır.
İlk okul ikinci sınftan beri en yakın arkadaşım Gözde de aynı okulu kazanmış ve sevincimi ikiye katlamıştı.Okulun ilk günü onun yanımda olması bana cesaret ve güven vermişti. En azından yalnız kalmayacaktım. Orta okul ve lise aynı binada olunca bizimle geçilen dalgalar da pek fenaydı. Liseli kızlar eteklerini kısaltmış zaman zaman yukarı kıvırmışlardı. Biz de baldırlarımıza kadar uzanan eteklerle dolaşınca haliyle pek komik bir görüntü oluşturuyorduk. Gömleklerimiz boğazımıza kadar ilikli, saçlarımız taranmış, anne ve babamızın eşliğinde sıralara geçmiştik. Düşündükçe saflığımıza gülüyorum. Az bir zaman sonra bizim de gömleklerimiz göğüs çizgisine kadar açılmaya,eteklerimiz kısalmaya ve yüzlerimizde makyaj olmaya başlamıştı.
Çok arkadaş tanıdım,zaman zaman küsüp konuşmadıklarım yada bana küsenler de oldu. Eğlendiğim,üzüldüğüm zamanlarımın şahididir okulum.Tam yedi seneyi bitirdim.Ve sonra mezun olduk. Gözde de olmak üzere hepimiz ayrı hayatların oyuncuları olduk. Hepimizin ayrı bir başrolü vardı.Zamanın acımasızlığı Gözde ile olmasa da diğer arkadaşlarımla görüşmeme engel oldu. Numaralar,adresler değişti. Mekanlar,çevreler dağıldı. Ta ki gözünü sevdiğim Facebook açılana kadar. Herkes birbirini buldu, daha doğrusu bulmak istediğini buldu.Derya da onlardan bir tanesiydi. Orta okuldan beri birlikte okuduğum arkadaşımı bilgisayar aracılığı ile bulacağım hiç aklıma gelmezdi. Ne teknolojiymiş diye defalarca hayret ederim. Ve biliyorum ki etmeye devam edeceğim.
Ama her şey sanal alem sayesinde olmuyor. Gerçekten tesadüf dediğimiz şey de Facebook kadar etkili. İki hafta önce kadar bir seminere katılmıştım ve 2004 senesinden beri görmediğim okul arkadaşım Selin ile karşılaştım. Bana 'Aaaaa Dilek C....' diye kızlık soyadımla seslenişi sonradan kahkahaya ve sımsıcak bir sarılmaya dönüştü. Seminer aralarında kısa sohbetler bize yetmeyince bir buluşma ayarlayalım diyerek ayrıldık.
Ve iki gün önce Gözde,Derya ve ben kızlar akşamı düzenleyip Selin'in evinde toplaştık.Zaman öyle mi hızlı, öyle mi güzel geçer. 2004ten 2011'e kadar geçen zamanı özetlemeye çalışınca herkes cümle yarışına kapıldı. Ve dedim ki o arkadaşlıklar ne olursa olsun , ne olursak olalım kaldığı yerden devam edebiliyor.
Eve döndüğümde çantamda olan fotoğraf makinasını hatılradım. Nasıl olur hiç fotoğraf çekmemişim diye şaştım kaldım. Ama ne mutlu ki Salı akşamı bu buluşma tekarlanacak. O zaman bizlerden sizlere görüntüler de olacak...
Hepinize bıraktığınız yerden devam edebilecek arkadaşlıklar diliyorum.
8 yorum:
öyledir cocukluk arkadaslariyla bir araya gelmek.Sanki araya yillar hic girmemis gibi olur. Teklifsiz , samimi icten....
cok sevindim senin adina Bugdayim:)
Çok sağol Sünter Abla,tarifin çok yerinde oldu. Öyle arkadaşlıklar sonradan edinilemiyor bence.
çok mutlu bir tesadüf olmuş gerçekten,eski dostların yerini kimse tutmuyor gerçekten. Nice tatlı sohbetlere canım
Gerçek dostluk budur işte; bıraktığın yerden başlayabilmek kaldığı yerden devam edebilmesi insanın.
Ne mutlu sana canım.
sevgiyle kal:)
Delfina,çok teşekkür ederim.
Özlem,sen de sevgiyle kal.
Belki sizlerle de tesadüfen bir yerlerde karşılaşabiliriz :)
Sevgili Buğdayım; çok sevindim arkadaşlarını bulmana. Bir yerlerde bir yazı okumuştum, insan 30' undan sonra eskisi gibi köklü arkadaşlıklar kuramıyor diye. Çok doğru bir tesbit,gerçi senin daha çok zamanın var, oturup ben yanayım derdime:))
gerçekten de tesadüfler var hayatımızda böyle güzel
eski dostlar bir başak oluyor
herkes yaşadıklarını anlatıyor birbirine
yıllar neler almış neler vermiş bizlere
muhasebe yapıyor insan
canım öptüm seni
güzel günler diliyorum
Sevda ne çok güldüm yorumuna :) Biraz daha zamAnın var dediğin zaman vınnn diye geçiyor.Ama yazılanlara inanıp daha fazla arkadaş edinmeye başlayayım bari :)
Yorum Gönder