Geçen hafta Uşak'ta idim. Kardeşimin okulu bitirmesiyle boşaltılması gereken bir ev bekliyordu bizi.
Yorucu ama keyifli 4 gün geçirdik. Evle vedalaşma biraz can sıkıcı olduysa da eve dönmenin mutluluğu kardeşimin yüzünden okunuyordu. Tabi ki benim de.
Uşak güzel bir şehir, fakat henüz çok gelişmemiş. Üniversitenin açılması ile birlikte büyüyen ve değişen bir yapıya sahip. Özellikle Atatürk'ün kaldığı evi ve Karun Hazineleri Müzesini gezmenizi tavsiye ederim. Atatürk'ün kaldığı evi nerdeyse üzerime alacağım, bu üçüncü gezişim olacak :)
Bu güzelliklerinin yanısıra yadırgadığım olaylar oldu.Bir şort vardı üzerimde olay yaratan. Kibarca uyarıldım ama inadına o şortu giymeye devam ettim. Ne demek efendim? Kimse kimsenin giyimine kuşamına karışamaz.Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz yahu !!! Ve inanın ki o koca şehirde tek şortla dolaşan kişi bendim. Ve keyifle taşıdım üstümde.Orda yaşayan gençleri de anlamıyorum. Sırf birileri giymiyor diye o sıcakta kotla dolaşmalarına bir anlam veremedim. Biri bunun başlangıcını yapsa bakın nasıl da rahatlayacaklar.Ben yaptım, kim bilir belki bir kaç kişiye ön ayak oldum.
Yazdıklarımın 'hey millet çıplaklaşın' sloganıyla hiç bir alakası yok. Sadece herkes istediği gibi giyinsin. Nasıl örtülü bir bayan örtünmeyi tercih ediyor ve ona örtünü çıkar denilmiyorsa, şortlu bir bayana da şortunu çıkar pantolon giy denilmesin. Sakallı bir adama git traş ol denilmiyorsa, küpeli bir erkeğe de ''top'' yakıştırması yapılmasın. Ve hala beş saat içeri girdiğim Türkiye'de böyle manzaralarla karşılaşmak beni deli ediyor. Başka ülkelerde öyle renkli manzaralar oluşuyor ki.Biri büstiyer ile dolaşıyor biri Hint kıyafetiyle. Neden aynı medeniyeti sergileyemiyoruz bir türlü?
Geçen senelerde arkadaşımın yanına Konya'ya gitmiştim. Konya yine müzeleri ile güzel bir şehir. Fakat gelgelelim kıyafet mevzusunda aynı tas aynı hamam.Pazardaydık.Üzerimizde eşofmanlar ve popmuzu örtmeyen kısa ceketler vardı. Arkadan bir teyze yaklaştı usulca. ''Kızım...'' dedi, ''...başka bir şey giyin üzerinize, şeyleriniz çok çıkmış.'' Biz gülmekten ne yapacağımızı şaşırdık. Sonra şaşkınlığımız sinire dönüştü.
Kime ne bizim ''ŞEY'imizden'' !!!
Sadece bir gün insanlar kendi işlerine baksa, ne kadar güzel bir gün olurdu....
8 yorum:
Buğday tanesi, önce kardeşini tebrik ediyorum.
Anlattığın örnekler iç karartıcı ve maalesef yalnızca An<adolu' ya mahsus değil. İstanbul' da da benzer sorunlar var. Benim gençliğimde (İstanbul' un iki yakasında da çok ev değiştirdim)
hiç yaşanmayan şeyler. Yazık.
Evet bu yazdıklarım zaten şehirlere mahsus olaylar değil,o şehirde yaşayan insanlara mahsus.
Önceden her şey daha mı normaldi !!! acaba?
Bizimkilerin siyah beyaz fotoğraflarını hatırladım,bakımlı,makyajlı,mini elbiseleri ve topuklu ayakkabılarıyla.
Bu arada tebriği alıp kendisine götüreceğim.Teşekkür ederiz :)
Ben de ederim tebrik ben de, Asu'dan geri mi kalacam, çatlarım sonra:)))
oy oy oy Konya de, orada bir dur. Gittim, gördüm, dar kaçtım:))
Hakikaten insanlar sadece bir gün olsun kendi işlerine baksa ne güzel olurdu dünya...
Çatlama dur,senden de götüreceğim tebrik :)
Yeni Türkü der ya, biz büyüdük ve kirlendi dünya...
hala insanın giyimiyle kuşamıyla uğraşıyorlar... Uşak hiç gitmediğim bir yer ama merak da ettiğim bir yer... umarım bir gün yolum düşer...
Evet malesef öyle...
Denizli- Kale - Uşak bence gezilmeli.
Denizli'nin horozu , Kale'nin kalesi ve Uşak'ın müzeleri görülmeye ve Uşak'ın tarhanası içilmeye değer :)
Sevgili Buğdaycığım, benim de öğrenciliğim küçük bir şehirde geçti, okurken gözümde canlandı. Şimdi gülüyorum ama o zamanlar çok bozuluyordum. Malesef insanlar kendileri dışında herkese, hele de tanımadıklarına bile karışma haklarını nasıl buluyorlar bilemiyorum. Giy şortunu gel bize valla söz şişkoyum falan demeyip ben de giyeceğim, Bilge zaten hep kısacık şortlu takılırız Ankara sokaklarında:)) Bu arada kardeşe benden de tebrikler...
Ohhhh,bu teklife asla hayır diyemeyeceğim doğrusu.En kısa zamanda şortumu kapıp geleceğim :)
Kızkardeşe ilettim bil tebriğini.Teşekkür ederiz...
Yorum Gönder