Arthur Schopenhauer'ın Okumak,Yazmak ve Yaşamak Üzerine isimli kitabını okuyorum. Arındırılmış bir beyinle okumak gerekiyor,çünkü ekleyebileceğiniz o kadar şey var ki kendinize...Sadece iyi anlamak gerekiyor,yazılanları ve sorulanları.İşte bu kitapta altını çizdiklerimi paylaşmak istiyorum sizinle.
Bir yanda zenginleşen deneyim ve daha kesinleşmiş bir düşünce, bilimlerin daha keskin ayrımı , öte yanda devletlerin daha karmaşık çarkları, sınıfların ve işlerin daha sert bir farklılaşmasını gerekli kılmasıyla birlikte, insan doğasının iç birliği de koptu; mahvedici bir kavga onun uyumlu güçlerini ikiye böldü. ...Bütünün yalnızca küçük bir parçasına ebedi olarak bağlanmış durumdaki insan da kendini parça olarak yetiştiriyor;...asla benliğinin ahengini geliştiremiyor ve doğasındaki insanlığı vurgulayacak yerde işinin, biliminin bir kopyası oluyor. ...İnsan meleklerinin birbirinden bağımsız ve kopuk olarak geliştirilmesi sayesinde dünyanın tümü için ne kadar fazla şey kazanılırsa kazanılsın, şurası inkar edilemez ki, insanları bu tür bir kültür arayışına sevk eden dünyanın bu nihai amacı onlar için ıstırabın, bir tür lanetlenmenin sebebidir.
Devamı okudukça ve anladıkça gelecek :)
2 yorum:
" Bütünün yalnızca küçük bir parçasına ebedi olarak bağlanmış durumdaki insan da kendini parça olarak yetiştiriyor;...asla benliğinin ahengini geliştiremiyor ve doğasındaki insanlığı vurgulayacak yerde işinin, biliminin bir kopyası oluyor. "
Bunu düşünmeliyim.
Çok önemli bence.
Sevgilerimle...
İnanır mısın,benim de en çok takıldığım yer burası oldu.Benliğin ahengini geliştiremiyor olması büyük bir eksiklik...
Keyifli bir kitap ama boş kafayla okumak gerekiyor gerçekten,içindeki sessiziği hissederek...
Yorum Gönder