Dün yine hayatta tesadüf var mıdır yok mudur ikilemesine gireceğim bir olay yaşadım.
İşteydim.Kapıdan bir yabancı girdi.Biraz endişeli,biraz çekingen. İngilizce bilip bilmediğimi sordu ve ben de yardımcı olabileceğimi söyedim. Arabasının bozulduğunu ve yetkili servis aradığını söyledi. Arabasına çevirdim gözümü ve plakada kocaman bir ''D'' harfi gördüm. Ben her seferinde plakada bir ''D'' harfi görsem içim kıpır kıpır olur. Doğduğum, ilk alfabeyi söktüğüm, büyüdüğüm öteki memleketim benim....
Hemen sordum,Almanya'dan mı geliyorsunuz diye.Şaşkınlıkla evet dedi.Hemen döndüm İngilizce'den Almanca'ya.Gözleri parladı adamcağızın,rahatladı, derdini anlattı.Arabanın aküsü bitmiş,diğer bazı arızalardan da şüphe ediyormuş ve yetkili servis var mı diye araştırmamı istedi.Danıştık, o markanın yetkili servisi Marmaris'te yok.Adam haklı olarak,eğer kendim uğraşırsam kendim ödemek durumunda kalacağım dedi .Ben sigortama başvurmak istiyorum dedi ve cebinden sigorta kartını çıkardı. ADAC'ı duymuşsunuzdur. (Dün, ne kadar profesyonel bir firma olduğunu gözlerimle gördüm.)
Telefon açmasını teklif ettim,ama o inat etti ve hayır dedi.Ben burdan telefon açamam, Almanya'yı arayacağım ve bu size çok maliyetli olabilir,bana sigortadan bir sürü soru sorabilirler ve ben de onları engelleyemem dedi.Şaşırdım,ne yapacaksınız dedim. Telefon kulubesi bulacağım dedi ve tüm ısrarlarıma karşı gitti. Eşi ve iki çocuğu sıcakta arabanın içinde oturuyorlardı.Benim yanımda, ofiste oturmalarını istedim. Binbir zorlukla kabul ettiler. En sonunda yoğun çabalarıma karşılık, içeri girdiler.Oturun demesem ayakta bekleyeceklerdi. Rahatsızlık vermekten çekindikleri her hallerinden belliydi. Su ikram edip,muhabbete başlayınca onlar da rahatladılar.
Gemi ile Rodos'a geldiklerini ve aslında Datça'ya doğru yol aldıklarını ama arabanın arıza yaptığını anlattılar.Biz eşiyle sohbet ederken adam geldi geriye.Daha önce kendisine verdiğim telefon numaramı sigortaya vermiş.Aradan beş dakika geçmeden, beni Marmaris yetkili ADAC şubesi aradı. Yerimizi tesbit etti ve çekici gönderdi. Almanya'ya açılan bir telefon tüm işleri çözdü. Hepimiz ulan dedik, yurt dışında arabamız bozulsa tatili falan unut dedik. İşin çözümüne hayretle baktık tabi...
Çekici gelir gelmez aykalandılar ve bana dönüp,size çok rahatsızlık verdik umarım patronunuz size bundan ötürü kızmaz dediler.Beni her kelimeleri ile şaşırtmayı başardılar dün. O kadar mütevazilerdi ki...Kendi iş yerimiz olduğunu söylediğimde rahatladıklarına şahit oldum. Sizi bulamasaydık çok zorlanırdık dedi, burda yabancıyız ve derdimizi anlatmak bir hayli uğraştıracaktı bizi, ki buraya girdiğimde Almanca bilen biriyle karşılaşacağımı hiç ummazdım ama iyi ki de karşılaştık dedi. Yanımda hiç bir şey yok ama size sigara ikram edebilirim deyip bir paket sigara uzattı ama kullanmadığımı söyleyince, inanın nasıl teşekkür edebileceğimi bilemiyorum dedi.Bir kağıt ve kalem çıkardı.Adresini ve telefon numarasını yazdı ve Almanya'ya bir dahaki gidişimde beni mutlaka misafir etmek istediklerini söylediler.Bir dağ yamacında gölün kenarında oturuyorlarmış.Kulağa hoş geldi...Vedalaştık.
Bir ablamız olaya son noktayı koydu iş yerinde.Her yeri parfümledim ve temizledim dedi.Neden diye sorduğumda çok pis koktuklarını söyledi. Neeeee!!!!! dedim.Abartma lütfen dedim ama sormasaydım daha iyi olurdu.Cevabı şu idi; biz alışık değiliz bu tür kokulara !!!!!!Bu ne demek yahu, siz kimsiniz yada alışık olmadığınız koku ne.Bu açıklama çok vasattı.Ayıbı bilmeyen insanın vah haline dedim,vah haline...
Ben olayı unuttuğum anda kapıda yeniden belirdi adam...Arabalarının tamir edildiğini ve bana tekrar teşekkür etmek istediğini söylemek için. Asıl ben size teşekkür ediyorum, hala insan olmanın ne demek olduğunu bildiğiniz için...
12 yorum:
Ne koktuklarını merak ettim? Allah Allah, çok tuhaf yahu, insan ne kokabilir ki, olsa olsa terdir. Alışık olunmayan koku ne acaba. Vah bize hakikaten:(
Ah canım ya iyi ki karşılarına sen çıkmışsın
yoksa işleri zordu...
Ayrıca bu sıcakda kokmamak elde degıl ki,neymiş yani...her yeri parfümlemek...
Güzel insan yüreğinden belli olur...
Çalıştığım bankada en az l5 yıl döviz-kambiyo servisinde çalıştım.Almanların (çoğunlukla) insana saygılarını, fırsatçılıktan çıkarcılıktan bihaber özenli tutumlarını çok iyi biliyorum. Bu örneğe de hayran oldum. Tabii o da turist olarak geldiği bu ülkede böyle bir yardımı sizin gibi yardımsever, lisan bilen, misafirperver genç bir kadından gördüğü için iyi izlenimlerle ayrılmıştır.İyi ve kötü örnekler her ülkede mevcut.
Leylak Abla,ben de inan bilemedim.Ter kokusu bile almadım, ki burnum çok hassastır aslında.Abartmadan başka bir şey değil...
Elifcim ne güzel söyledin,hakikaten güzel insan yüreğinden belli olur...
Asuman Abla,çok haklısın,her ülkede hatta dünyada iyi ve kötü çakışıyor ve çakışmaya devam edecek.
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim.
Sizin ofisteki kadina söylenecek söz var ama neyse söylemiyeyim.
Almanlar özellikle vücüd temizliginde cok titiz bir millet. Hatta biliyorsun koskoca ülkede pis denecek yer bile yok.
Ben okuyunca sasirmadim tipik bir alman davranis sekli. Saygili, mesafeli ve dürüst.Rahatsizlik vermez ama en ufak rahatsizliga da tahammülü yoktur. sakin ama kararli. Agiz kalabaligi, kavga gürültü hic yapmaz. Gerekirse avukatini devreye sokar.Herkesin bir avukati var zaten "Rechtsschutz" adli sigorta sagolsun:) gerci cogu zaman gerek de kalmaz ya herkes ve her kurum zaten görevini yerine getirir.Görev bilinci, mesleki ahlaklari bu kadar yüksek olan bir baska halk daha varmidir bilmiyorum. Hakkini sonuna kadar arar,alir. Ama ikram pek bilmez. Bilmedigi icinde karsilasinca sasalar (özellikle bir yabancidan) ve illaki karsiligini ödemek ister.
Ama bu halkin böyle olmasinin en büyük sebeblerinden biri nedir bilyormusun ? burada yasalar herkes icin esit isliyor. Bir alman hocamin derste söyledigi sözdü "Biz almanlar allahtan korkmayiz yasalardan ve cezalardan korktugumuz kadar"
Keske bizim ülkemizdede böyle olsa. O zaman kavga gürültü olmadan bagir cagir olmadan iste bir telefonla her sey halolur. Evet o adamin görevi sadece telefonla durumunu bildirmekten ibaret. ADAC yada baska bir sigorta farketmez vazifelerini eksiksiz yapar. Yapmak zorundadir cünkü.Yoksa öyle yüklü tazminat öder ki yüzü astarini gecer. Birde medyaya afise olurki tüm güvenirligini yitirir oda iflas demektir. Eh bunuda kimse göze almaz.
Ama sen zaten bunlari biliyorsundur:)
Sevgiler
Çok haklısın tüm yazdıklarında.
Şu ikram meselesine gelince,gerçekten buranın toplu sofralarına,komşularla tabak değiştirmeceye ağızları açık bakıyorlar.İftara çağrılan misafir, onlarda anca noel akşamlarında gerçekleşiyor.Yani senede bir yada iki akşam :)
Yorumun için teşekkürler..
Sevgili Buğdaycığım, ben de iyiki sen çıkmışsın karşılarına diyorum, ve sana ofisteki kadınla yaşarken bol bol sabırlar diliyorum.
Senin de söylediğin gibi bir an kendimi düşündüm arabam bozulmuş ve bırak yurt dışında dilini hiç bilmediğim bir ülkede, ülkemde ve hatta yaşadığım şehirde. İşimi yaptırana kadar akla karayı seçer canımdan bezerdim. Aradaki farkı ülkem insanı adına üzülerek okudum.
Ne şans onlar için karşılarına senin gibi birinin çıkması. Bürodaki arkadaş ise her yerde rastlanabilecek, düşüncesiz hatta patavatsız tiplerden biri ne yazık ki.
Sevgiler
Ben de ne koktuklarını merak ettim doğrusu.
Biraz saygısızca olmuşum ofisteki arkadaşın tavrı.
Sevgiler canım...
biz ne garip insanlar olduk değil mi?Alışık değilmişiz bu tür kokulara... Yav neredeyse toplumsal ahlak olarak çürüdük... kokuyu kimse duymuyor... Her gün çocuk kaçırılma, tecavüz, hırsızlık olayları duymaktan gına geldi.
Hayatta hiç bir şey tesadüf değildir.. . karşılarına sizin çıkmanızda tesadüf değildi ...
Sevgiyle
Yorum Gönder