06:45 Saat en cıvıltılı müzikle çalar.
06:50 Saat hala ertelemeli çalmaya devam eder
07:00 Bugday kocasının iteklemeleriyle zar zor kalkar.
07:30 Bugday giyinmiştir,makyajını yapmıştır ama gitmeye hazır değildir.
07:40 Bugday evin son halini şöyle bir toparlamaya koyulur,çamaşırları makinenin içine yerleştirir,akşama çalıştırılması için,mümkünse iki tost hazırlar ve kocasıyla hızlı bir kahvaltı yapar.Bu kahvaltı her zaman evde yapılmaz,arabanın içinde mideye tıkıldığı da olur yada daha erken kalkılıp güzel bir sofra eşliğinde yapıldığı da olur.
07:50 Arabaya binilir işe gidilir.Bugday ve kocası aynı iş yerinde farklı departmanlarda çalışırlar.O yüzden kim erken gitti kim geç kaldı sorunu yoktur.
08:00 İş başı
08:00 - 12:00 Saatler uçar gider,en koşturmaca zaman budur Bugdayca.Öğlen yemeği gelir ve karın doyurulur.Yine kocasıyla buluşur ve öğlen yemeğini onunla beraber geçirir.
12:00 - 20:00 Buraya yazması ne kadar da kolay görünüyor.Sekiz saat upuzun bir zaman dilimi,ama kimi zaman dakika kadar hızlı da geçebiliyor.
20:30 Bugday kocasının yanında işini toparlamasını bekliyor.Sonra hadi paydos deyip eve kaçıyorlar.Evleri merkez dışında kalıyor biraz ama uzun bir mesafe değil; işle ev arası 15 dakika.
20:45 Evden atılan ilk adımın verdiği bir hazla mutfakta yorgun bir koşuşturmaca.Televizyona ayrılan kısa bir zaman,sonra evdeki küçük çamaşırhaneyle buluşmaca.Bugdayın bir odası çamaşır odası.İçerisinde üç tane çamaşırlığı bulunur.Bu üç çamaşırlık da sürekli doludur.Her akşam bir makina çalıştırılır,kurular toplanır ve haftada bir ütü yapılır.Çok masum anlatıyor gibi gözükse de çıldırmaktadır Bugday.İkinci mesaisi onu deli edercesine bıktırmaktadır ama yapılacak hiçbir şey yoktur,çünkü bekledikçe fazlalaşan bir durumun uzatılmasına gerek yoktur.
23:00 Bu rakamı görünce ne çabuk onbir olmuş ifadesi çıkar ağzından.Sonra gözleri ufalır ve etrafı kolaçan ettikten sonra şu soruyu sorar.Ben kendim için ne yaptım?...........................................Kocaman bir suskunluk.Sonra da der ki,Pazar günü beni bekle...Çünkü Pazar günü,Cumartesi günü yapılan genel temizliğin ardından hiçbir şey yapmadığı tek gündür.Kendine vakit ayrıdığı ve ohhh be dediği tek zamandır.
24:00 Bugday bu düşüncelerden sonra yatağına kocasının kollarına kıvrılıverir ve der ki EYY HAYAT HER ŞEYE RAĞMEN ÇOK GÜZELSİN ÇOKKK...
8 yorum:
Ben de Buğday nerede diyordum. Meğerse ne kadar yoruluyormuş minik kuşum:)) Kolay gelsin şekercim, biraz tempoyu yavaşlatıver gitsin ya, hergün her işi yapmayıver, bu gençlik bir daha gelmeeeez:)))
Öptüm şekerleme...
Ben de senii öptümmm,çok haklısın aslında,hiçbir gün geri gelmiyor ki gençlik gelsin.Yazın tadını çıkarmaya başlıyorum yavaş yavaş,SEN NE ZAMAN GELECEKSİN????
Off sen anlatırken ben yoruldum be Buğdaycım. Leylak'cığımın da dediği gibi her işi hergün yapacağım diye koşturma bazıları da kalıversin. Gençliğinin tadını çıkar.
Sevgiler canım
Şimdi tadını çıkarma zamnı geldi,önümüzde 5 günlük bir festival zamanı var.Bilgilerini yeni yazımda paylaşacapım.Sevgiler...
Yazını okuyunca düşündüm de hep bir koşturmaca içinde geçiyor hayatlarımız, kolay gelsin sana da, güzel yazılarını da okuyalım ama bu arada olur mu?
Sevgiler:)
www.hayatizlerim.com
hepimiz bir koşturmaca içindeyiz değil mi? Ama arada ufak molalar verelim (tatilden yeni gelmiş biri cümlesidir ciddiye al lütfen) Evi nadasa bırak, çamaşırları da.(benim ev yabani ot tarlası durumunda)ama olsun ruhun şöyle bir nefes alsın. Koştur koştur nereye kadar. Sevgiyle kal...
çalışma hayatı böyle maalesef yılların nasıl geçtiğini bile fark edemiyorsun..birde çocuklar işin içine girince daha zorlaşıyor ..sevgiler..
sevgili buğday merak ettim nerelerdesin. Tatil diye gaz verdim,tatile mi gittin merak ettim.
Yorum Gönder