Bir Gün ve Kayıp Gül

Bu hafta boş zamanım oldu çok. Zamanı istediğim gibi yönettim, hala da yönetiyorum.Beni tutsak aldığı günlerin,haftaların acısını çıkardım,çıkarıyorum.
Sabah penceremi açtığımda çim kokusu karşıladı beni.Bugün evde durmak yok dedim.Attım kendimi Uşak sokaklarına.Uşak'ta ünlü bir İsmet Paşa Caddesi var namı diğer Mecburiyet Caddesi.İkinci ismini öğrenciler kullanıyor daha çok.Çünkü Uşak'ın kalbi denilebilir buraya.Kalabalık ve cıvıl cıvıl.Dolayısıyla biz buraya mecburuz düşüncesiyle Mecburiyet en uygun isim olmuş bu caddeye.Ne güzel bir yaklaşım.Yırtık düşünce buna denir herhalde.
İşte bu caddeye attım kendimi.Dolaştım,bir kitapçıya girdim.Kitap çeşidi hiç yoktu diyebilirim.Tüm umutlarım suya düştü.Aradığım kitapların hiç birini bulamadım üstelik söylediğim isimleri net bir şekilde bilemiyordu bile satıcı.Böyle bir kitap dükkanı olsa mı daha iyi olmasa mı daha iyi diye düşüne düşüne devam ettim yoluma.Ve aynı zamanda kitapçıların şu çok satanlar listesine takılı kalmaları da dikkatimi çeken konular arasına girmeyi başardı.Sadece onları önerdi bana satıcı.Diğer yazarlar harcandı hemen.

Yine Marmaris'te kitapsız kaldığım bir dönemde kırtasiyede aldım soluğu.Çünkü varolan tüm kitapevleri kapandı.Orda da tavsiye üzerine Kayıp Gül adlı uluslararası bestselleri aldım.Okudum .Akıcı ama çocuk kitabı gibiydi.Sanırım beni etkileyen tek tarafı ölen bir annenin kızına kişiliğini bulması için hazırladığı bir oyunu konu almasıydı...Bir nebze annemi dinliyormuş gibi hissettim bazı satırlarında.Onun dışında bu kadar satılması sadece satıcıların verdiği tavsiyelerden başka bir şey değil dedim kendimce.
E yine istediğim kitapları bulamayınca çok sevdiğim Ayşe Kulin'in Türkan adlı kitabını aldım.Bu yazı bittikten sonra sıra ona gelecek...Anladım ki aradıklarımı buralarda değil de internetten bulurum ben.
Neyse ki Mecburiyet Caddesinde elimde bir arkadaşıma hediyem,kendime bir pantalonum,küpem,kardeşime de tokam ve en sevdiği tatlı sütlaçımla eve doğru mis gibi bir yürüyüş yaptım.Derin bir oh ile eve geldim ve dedim ki ey zaman bugün seni ben yönetiyorum...