14 Eylül 2009 Pazartesi

HAFTASONU KAÇAMAĞI

Buralardan uzak kaldım birkaç gündür.Özlemişim karalamayı :D
Size güzel güzel fotoğraflar getirdim Uşak diyarlarından.Geçen haftasonu bir iş vesilesiyle bulunduğumuz Uşak'ta, Atatürk'ün bir zamanlar yaşamış olduğu bir evinin olduğunu öğrendik.Çok kısa bir zamanımız olmasına karşın, kardeşimle birlikte bu evi görmemiz gerektiğini düşünerek bir yolunu bulup evi ziyaret ettik..(Ayrıca midemi üşütmüştüm ama gezme görme işi varsa asla affetmem giderim...)
İlk karelerle başlıyorum o halde;
İşte burası M.Kemal Atatürk'ün Uşak'ta 3 günlüğüne bulunduğu evi.Bu bina, bu zamana kadar 3 kere restore edilmiş.Binanın önceki hali, içeride bulunan fotoğraflarda sergilenmektedir.


Giriş katında sergilenenler,dönem halkının kullanmış olduğu eşyaları kapsıyor.Fotoğraf çekerken bir hayli zorlandım çünkü yeteri kadar ışığa ve süper gücü olan bir makinaya sahip değildim.Bu fotoğrafta bayanların kullandığı takılar mevcut.


Burası da işte o muhteşem oturma odası.Her şey ne kadar da zevkli döşenmiş.Renk uyumu, perdeler, mumluklar. Evini döşeyen belli biri var mıydı bilmiyorum ama gerçekten bu kadar karmaşanın arasında hiçbir ayrıntı gözden kaçırılmamış.Siz nasıl buldunuz?
Bu karede ,M.Kemal ve Yunan Başkomutanı Trikopis'in buluştuğu oda görülmektedir.Hıfzı Topuz Yunanistan'a yaptığı bir seyahatte Trikopis ile görüşür ve konuşulanları kaleme alır.Olayla ilgili ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz. http://www.gozlemci.net/1093-yunan-baskomutani-trikopis-anlatiyor.html
Burdaki her şey o kadar canlı ki misafir olmamak elde değil.İşte Misafir Odası...
Atatürk'ün Kladığı yatak odası ve........

.....kullandığı çalışma odası.Ne yalan söyleleyim dayanamayıp bu bavulun içerisinde ne var diye güvenlik görevlisine sormadan edemedim.Meğer boşmuş.Nasıl da hayal kırıklığına uğradım...


Ziyaretimden aktaracaklarım bu kadar.Ama asıl güzellik eve dönüşteydi.Yolculuk esnasında muhakkak görmüş karşılaşmışsınızdır meyve sebze satan köylüleri.O kadar tatlı ve keyifliler ki.Uşak dönüşünde işte böyle bir çiftle karşılaştık.Teyze hemen işinden gücünden,bizim yaşımızda olan kızlarından bahsetmeye başladı.Okumanın ne kadar önemli olduğunu,meyvelerinin ne kadar lezzetli olduğunu da sıraladı peşpeşe.Üzüm almak istediğimizi fakat bu hazır koparılmışlardan istemediğimizi belirttik.'Teyze biz kendimiz toplayabilir miyiz?'sorusuna bayıldı kadıncağız.Kenardan kaptığı bir bıçağı ve köşedeki yoğurt kabını elimize tıkıştırıverdi.İleride amcanın yanına gidip ondan yardım isyteyecekmişiz diye de bir not savuruverdi.


İşte bize yardımcı olan süper amcamız.Bir kova üzümü doldurmuştu bile.Biz de sadece izlemekle yetindik.El alışkanlığı olmuş hızlı hareketlerle koca ama narin salkımları kopardı hemen.Zamanımız olsaydı gece çökene kadar orada kalabilirdim.Dilimde şarkıyla, güneşin batışında, bir üzüm tanesi kadar ufak olabilirdim dünyada...Sevgiyle kalınn...

7 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Sefan olsun canıım:)) Bu mevsimde bağlar muhteşemdir, nasıl keyif aldığını tahmin edebiliyorum...

nalan dedi ki...

hani derler ya kalbim ege'de kaldı diye. ben de bıraktım geldi. bi kısmını ayvacık pazarında,pazardan alıp gideceği yere bıraktığımız için arkamızdan dakikalarca dua eden teyzede,yol kenarında satılan taze sebze meyvede...
sonra da gel burada koca koca binaların içinde köstebek kafesi gibi yerlerde otur çalış bakalım...

Bugday Tanesi dedi ki...

Leylak Abla sizi de biraz biraz gezdirdim.O bağların güneş ışınları yüzünüze vurmuştur.Kıstın mı gözlerini?

Bugday Tanesi dedi ki...

O kafesler gerçekten gerginlik veriyor insana.Resimler,çiçekler tutmuyor işte buraların yerini.Ama eminim her şehrin kendine göre bir güzelliği vardır.Ege'den bol selam size....

Leylak Dalı dedi ki...

Vurmaz mı canım, ışıldadım. Yağmurdan etkilendiniz mi bu arada Marmaris'te? Benim kuzen Kastamonu Küre'ye savcı olarak atanan kızının peşinden oraya gitti yoksa bir güz kaçamağı düşünürdük, inşallah bahara, öptüm seni canım.

Bugday Tanesi dedi ki...

Cumartesi günü feci bir yağmur vardı burda.Birçok dükkana sel bastı ve tabi bodrum kat evlerine de.Dükkanlardaki çamaşır makinalarını suyun içinde görünce içim cız etti.Ama ertesi gün günlük güneşlikti her yer.İnanır mısın denize girdik.
Böyle bir karmaşa işte Marmaris'te.Bizi bile çelişkiye düşürdü...

Nesrin dedi ki...

ne güzeldi ablam üzümler :) kucuk guzel bı gezıydı :D