Balıkçımız

Yarın pazar...
Bütün haftanın yorgunluğunu üzerimdeki tozu silker gibi silkeceğim.
Yeşille, maviyle, mis gibi kokan baharla iç içeyim.
Gökova Körfezi; gitmekten en çok zevk aldığım yerleden bir tanesidir mesela.Minikler, üniversiteliler, anneanneler, dedeler hafta sonları hep oraya toplaşırlar.
Öyle bir kalabalık ki, bu kadar insanın nereden geldiğimi sorarım hep.
Bir balıkçımız var orda.Minik bir teknenin içinde sıcak sıcak çıkartır balık ekmekleri, midyeleri.Çok basit ve gösterişsiz bir tekne.Öyle çatal bıçak yok, özenli masalar yok.Bildiğiniz tekne işte.Ama bir insan kuyruğu var inanamazsınız.Sanki bedava birşeyler dağıtıyorlar :D
Ben çok keyif alıyorum ordayken.O şırıl şırıl ses çıkaran denizin sesi, güneşin görüntüsü, ağaçların hışırtısı.Ressamın elinden çıkan bir tablo misali inceleye inceleye bitiremiyorum.
Bunları eritmek için biraz yürüyüş yaptığımda, daracık sokağının köşesinde dondurmacılar, pamuk şekerciler, mısırcılar yarış halindeler.Aslında Dondurmam Gaymak filmini izleyen bilir burayı.Yada en azından hayal edebilir.Bir dondurma davası için sahildeki dondurmacıya sataşmaktadır Akyaka'yı gösteren sahnesinde.Bilmem hatırladınız mı?
Elimde de mis gibi bir pamuk şeker, yapış yapış olur her yerim.Batan ellerimi denizin maviliğinde temizlerim.Biraz daha yürürüm ayaklarımı kuma batıra batıra.Sıcaklığı içimi ısıtır.Yürüdükçe çay bahçelerine yaklaşırım ve boş bulduğum masaya otururum hemen.Tavşan kanı çayımı yudumlarken hafif bir uyku basar, yaslanırım kocamın koca omzuna...
Deymeyin keyfime benim...
Eğer bir tatil planı varsa, güney ege taraflarına muhakkak gelin.Bekleriz...
Bol Güneşli Öpücükler...